Ulus Evde Masaj

Ulus Evde Masaj Ä°ÅŸte tam bunu yapıyordu – tüm bunları niçin düşünmek istemediÄŸi konusunda yoÄŸunlaşıyordu – ki o anda çalışma odasının kapısı çalındı. “Gır!” Kapı aralığından Miranda’nın kafası göründü. “Rahatsız ediyor muyum?” “Hayır, doÄŸal ki etmiyorsun. Gelsene.” Miranda kapıyı tamamen açtı ve odaya girdi. Turner, Miranda’nın görüntüsüne gülmemek için kendini zor tuttu. Son zamanlarda karnı her yere gövdesinden beÅŸ saniye önce giriyordu. Miranda onun sırıttığını görünce başını eÄŸip acı içinde kendisine baktı. “devasa oldum, deÄŸil mi?” “Öyle oldun.” Miranda iç geçirdi.

“Duygularımı incitmemek için, gerçek dışı da olsa o denli büyük olmadığımı söyleyebilirdin. Benim durumumdaki hanımlar çok kırılgan olurlar biliyorsun.” Miranda Turner’ın masasının tarafındaki koltuÄŸa yöneldi. Kollarını kolluklara yerleÅŸtirdikten sonra koltuÄŸa oturmaya çalıştı. Turner onun oturmasına yardım etmek için derhal ayaÄŸa fırladı. “Bu halinden de hoÅŸlanıyorum.” Miranda homurdandı. “Sen sadece erkekliÄŸinin elle tutulur kanıtını görmekten hoÅŸlanıyorsun.” Turner gülümsedi. “Bugün tekmeledi mi bizim kız?” “Hayır, ek olarak onun kız olduÄŸundan da emin deÄŸilim.” “düzgüsel olarak kız.

Ulus Evde Masaj

Ulus Evde Masaj  Bu son aÅŸama açık.” “Sanırım ruhsal ebelik uygulamalarına baÅŸlamayı planlıyorsun?” Turner’ın kaÅŸları kalktı. “sözlerine dikkat et, karıcığım.” Miranda gözlerini devirdi ve ona bir kâğıt parçası uzattı. “Bugün annenden bir mektup aldım. Okumak isteyebileceÄŸini düşündüm.” Turner mektubu aldı ve tembel adımlarla odayı dolaÅŸarak okudu. EvliliÄŸini ailesine söylemeyi devamlı erteliyordu fakat Miranda artık bundan kaçışı olmadığını söyleyip onu ailesiyle mevzuÅŸmaya ikna etmiÅŸti. BeklendiÄŸi gibi hepsi ÅŸok olmuÅŸtu (Olivia hariç, çünkü o neler olup sonlandığini azca çok biliyordu) ve durumu incelemek için derhal Rosedale’e gelmiÅŸlerdi.

Annesi söylenip durmuÅŸtu, “Hiç aklıma gelmezdi…” bununla beraber yüzlerce kez. Winston’ın canı birazcık sıkılmıştı fakat her ÅŸey dikkate alındığında Miranda, Cheever’lıktan Bevelstoke’luÄŸa yumuÅŸak bir geçiÅŸ yapmıştı. Sonunda, önceden de ailenin bir parçası sayılırdı. “Winston’ın başı Oxford’da birazcık derde girmiÅŸ, ” diye mırıldandı Turner. “Bu beklenmedik bir ÅŸey deÄŸildi sanırım.” Turner başını kaldırıp keyifli bir ifadeyle ona baktı. “Bu ne demek oluyor?” “Senin üniversitedeki serüvenlerini hiç duymadığımı sanma sakın.”