Ulus Mutlu Son

Ulus Mutlu Son

“Doğru, sanırım haklısın ama sonunda her şey yoluna girdi. Böylesine güçlü bir adam oluşuma da üzülecek değilsin ya.” Ulus Mutlu Son Miranda son aşama masum olabilirdi ama bu durumda sadece gözlerini öbür tarafa çevirmesi gerektiğini biliyordu. Yorum yapamazdı ve işte Turner’ın eli yine göğsüne gitti ve göğsünün ucunda bir şeyler meydana getirmeye Ulus Mutlu Son başladı. Acayip fakat Miranda bunu bacaklarının arasında hissedebiliyordu. Turner’ın her dokunuşunda bedeninin başka bir zerresi eriyordu sanki.

Göğüslerini, karnını, bacaklarını öpüyordu. Vücudunda onun ilgilenmediği bir yer yok gibiydi. Miranda ne yapacağını bilmiyordu. Miranda onun araştırmacı elleri ve ağzının altında öylece sırt üstü yatıyordu ve duygularının kendisine hükmetmeye başladığı zamanlarda kıvranıyor ve inliyordu. “Hoşuna gidiyor mu?” diye mırıldandı Turner. “icra ettiğin her şey hoşuma gidiyor, ” dedi Miranda kesik kesik. Turner Miranda’nın dudaklarına geri döndü ve hızlı bir öpücük kondurdu.

Ulus Mutlu Son

“Bunu söylediğini hissetmek ne kadar çok hoşuma gidiyor anlatamam.” “ama utanıyorum.” Turner sırıttı. “otomobilde sana yapmış olduklarımdan sonra bundan utanılmaz ki.Ulus Mutlu Son ” Bunun üzerine Miranda’nın yüzü kızardı ve sonra aynı şeyi yeniden yapmasını istememek için dudaklarını ısırdı. Turner onun aklından geçenleri okumuştu, veya minimumından yüz ifadesini. Memnuniyetle mırıldandıktan sonra bütün bedenini boydan boya öperek aşağıya bacak arasına indi. Dudakları önce bir bacağının sonrasında öteki bacağının içine dokundu. Miranda artık utanmıyordu. Utanmaz bir civelek gibi davranıyor görünmek umurunda bile değildi. Bir tek bu hazzı yaşamak istiyordu. “Çok tatlı, ” diye mırıldandı Turner. Sıcak nefesi Miranda’nın tenini okşuyordu. Miranda bunu istediğini bilmesine karşın bacakları gerildi. “Hayır, ” dedi Turner, haz dolu sesiyle ve yumuşak hareketlerle yeniden Miranda’nın bacaklarını açtı.

Onun öpüşlerinin uyandırdığı duygu yoğunluğu içinde anlamlı bir şeyler söylemesi imkansız duruma gelen Miranda bir tek inliyordu. Bu haz mı yoksa acı mıydı? Kararlı değildi. Yanlarında yumruklar halinde durmakta olan elleriyle Turner’ın saçlarına uzandı. Miranda’nın kalçaları kıvrılmaya başlayınca Turner kalkacakmış şeklinde hareketlendi fakat Miranda elleriyle onun başını bastırarak bulunduğu yerde tuttu. Nihayet başını Miranda’nın ellerinden kurtaran Turner yukarıya çıkıp dudaklarını onun dudaklarıyla aynı seviyeye getirdi. “Hava almak için kalkmama izin vermeyeceğini zannettim, ” diye mırıldandı. Miranda utancından kızardı. Turner hafifçe onun kulağını ısırdı.